19 Ekim 2013 Cumartesi

Yıkamadığım Duvarlar

Unutamıyorum ama unutmaya çalışıyorum. Ne yapmam gerektiğini öğrenmiş gibiydim, kim olduğumu keşfetmiş gibiydim. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı. Gözlerimin önünde olan ama göremediğim.... Herkes böyle bir şey karşısında heyecanlanır ve her şeyi unutur,inkar etmemeliyim.
  Tam her şeyi unuttuğum zamanlardı. Bu bir işaret miydi? Saçmalamamam gerektiğini biliyordum ama içimden bir ses saçmalamanın bazen güzel bir şey olduğunu söylüyordu. Dürüst olmalıyım ki hala da söylüyor.Ve korkuyordum da...
   Bilirsiniz "Seni bırakmayacağım." deyip bırakanlar vardır ; bana da "Seni üzmekten hep korktum." deyip üzenler oldu.
   Şimdi ben ve duygularım baş başayız. Geçmişi hatırlıyorum; geleceği hayal ediyorum. Ve birlikte yürütmem gereken birçok şey var. Kafam karışık... Dileyebileceğim en iyi şeyi diliyorum.

15 Ekim 2013 Salı

 Hep, bir insanı kırdığımda bundan rahatsız olmamaktan korkardım. Artık korkmuyorum. Sanırım korktuğum şeylerin başıma gelebileceğini bilememişim.
  Günlerden bir gün... Yine trajik bir olay. Karşımdakinin sözlerinin keskinliği beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Ve o an anladım ki her kalp er yada geç kırılacak. İncindiğimi hatırlıyorum,hepsi bu. Çok iyi hatırlıyorum...
   O günden sonra insanları kırma korkum geçti.
   Birbirimizi kırdık,üzdük. Nedenini bile bilmeden. Ama biliyorum ki tekrar o anlara dönsem aynısını yapardım ve bir hatamı düzeltme şansım olsa hiçbirini düzeltmezdim. 
   Bazı sözlerin keskinliğinden kırılmamak için gözlerimi kapatır olabileceğim en güzel yerde olduğumu hayal ederim. Çünkü orada iyi ve güvendeyim. En önemlisi de herhangi bir sözün keskinliğinden herhangi bir korkumu kaybedip hissizleşmek istemiyorum. Bundan çok korkuyorum. 
   Eskiden hissetmeyen insanlara çok özenirdim. Ama şimdi bakıyorum ki hissetmemek kapkaranlık bir boşlukta olmak gibi bir şey. O boşluğa düştüğümde kimsenin beni çıkarmayacağını da bilmiyor değilim. 
   Ama ben sadece tekrar iyi hissetmek istiyorum.

7 Ekim 2013 Pazartesi

Küçük Şeyler Büyüyor...

 Yine pislik arkadaşlar revaçta. Sanırım birçoğumuz bu yüzden kaybettik. "Aman ona bir şey olmasın." ,"O üzülmesin,önemli olan bu." gibi cıvık cıvık sevgi sözcükleriydi bir kuyu kazan ve bizi o kuyuya tıkan.
  Sahte arkadaşlıklar çok moda bu sıralar. Bazılarımız için moda kendine yakışandır. Ve gerçekten de kendine yakıştırmasını çok iyi bilenler var aramızda. Ama modayı takip etmeden de olmaz tabii. 
  Bazıları, yaptıkları her şeyi "Kafam karışıktı.", "Emin değildim,bunu istememiştim." gibi cümlelerle örtbas ederler. Kafa karışıklığı dediğin şey çok adidir. Belki de bunun adı başka bir şeydir.Her ne ise işte...
  Küçük bir not: O senin kuyunu kazmadan,sen onunkini kaz!! Evet,biliyorum. Bu çok pislikçe. Ama neden üzülmek ister ki insan? Yada onun olan bir şeyi başkasında görmek ister ki? Ne bileyim,bu aptallık olur. Ve bu benim lügatımda yok. Yaniii... Geçen günden sonra buna karar verdim. 
  Kafa karışıklığı kadar insanlarda adi.Çevrende neler döndüğünü görsen sende çok şaşırırsın. Yada en yakın arkadaşının senden sakladıklarını bir bilsen... Hem merak uyandırıcı,hem korkutucu. Kim bilir bu soruların cevapları ne kadar da mide bulandırıcıdır...
  Bazen küçük bir iyilikte bana yapılanları unutuyorum. "Hafızanı tazele kızım!" uyarısından sonra pembe gözlüklerimi çıkarıyorum; bir bakıyorum her şey grileşmiş.
 Ama bu zamana kadar çok bekledim ve -en önemlisi- sabrettim. Bu yaptıklarından sonra senin puanın olabilir ama benimde var!

5 Ekim 2013 Cumartesi

Herkes Üzer

 Önüme gelen fırsatları berbat etmede çok iyiyimdir. Artık buna saflık mı denir salaklık mı,orası tartışılır. Herkes mutlu olsun, Sıla mutsuz. İnsanları düşündüğüm kadar onlar beni düşünmüyor. "Artık kimseyi takmıyorum,kimseyi düşünmeyeceğim." desem de kendimi kandırıyorum sadece. 
 İnsanlar gerçekten çok bencil ve fırsatçı.Dünyanın kendi etraflarında döndüğünü sanıyorlar.
 Sanırım yanlış seçimler yaptım. Herkese hemen güvenir,alışır ve o kişiyle samimi olurum. Sonra da çabuk verilen kararın acısını çekerim senelerce. Yine öyle bir dönemdeyim. "Atsan atılmıyor,satsan satılmıyor." denir ya onun gibi bir şey işte bu da. Bana ne kadar zarar verirlerse versinler bazılarını yakınımda tutmak zorundayım hala. Her şeyimi elimden alsalar da... En kötüsü de buna seyirci kalmak,ses çıkaramamak. Sahi,nerede yanlış yaptım ben? 

27 Eylül 2013 Cuma

Son Nokta

   O günleri hatırlıyorum.Heyecandan konuşamadığım günleri...Herkesin hayatında çok masum olduğu anlar vardır. Benim masum tarafım sende kaldı. Sen varken hiçbir şeyi umursamıyordum.Sanırım gözlerine baktığımda sadece sen ve ben vardık.
  Hayaller,yalanlar...
  Keşke zamanda geriye gidebilsem.
  Evet,hatırlıyorum... O masum anların bittiği dönemi,gözlerinin büyüsünün bittiği zamanı. Sıradanlaştığımız anı. 
  Şimdi,daha büyük hayallerim var.Bir mesajdan daha büyük beklentilerim var. İnsanlar büyüyor,duygu ve düşünceleri değişiyor. Bir sene önce bunun olacağını bilmiyordum.
  Üzgünüm. Sanırım,bazen hissizleşmek gerekiyor.

24 Eylül 2013 Salı

Taylor Swift - RED

Onu sevmek çıkmaz bir sokağa yeni bir Maserati sürmek gibi.
Rüzgardan daha hızlı,günah gibi tutkulu,ama çabucak bitiyor.
Onu sevmek fikrini değiştirmeye çalışmak gibi,
Zaten boşluktan düşerken.
Sonbahar renkleri gibi,
Çok parlaklar,hepsini kaybetmeden önce.
Onu kaybetmek mavi gibiydi,hiç bilmediğim.
Onu özlemek koyu griydi,yapayalnız.
Onu affetmek hiç tanımadığın birini tanımaya çalışmak gibiydi.
Ama onu sevmek kırmızıydı.

Ona dokunmak istediğin her şeyin tam önünde olduğunu farketmek gibi.
Onu hatırlamak en sevdiğin eski bir şarkının sözlerini bilmek kadar kolaydı.
Onunla kavga etmek bir bulmaca çözmek ama aslında doğru cevabın olmadığını farketmek gibiydi.
Onun için üzülmek asla bilemeyeceğin güçlü bir aşkı dilemek gibiydi.

--

Onu geçmişe dönüp hatırlıyorum,yankılarla.
Kendime "İşte tam zamanı,bırak gitsin." diyorum.
Ama onu hala aklımda görürken,ondan uzaklaşmak imkansız.
Ateş kırmızısı.
Sevgilim, o kırmızıydı.

--

Biz ateş kırmızısıyız.
Bu yüzden o sürekli aklımda dönüp duruyor.
Aklıma geliyor,ateş kırmızısı.
Çünkü aşk, çıkmaz bir sokağa yeni bir Maserati sürmek gibiydi

23 Eylül 2013 Pazartesi

...

Her şey farklı başlamıştı.Aslında başlamış mıydı? Umursamayınca böyle oluyor.Evet,umursanmamıştı.Her şey bir gülümsemeyle başladıysa korkmalısın.Çünkü gülümsemeyle başlayan gözyaşıyla biter.
Bir gün önceki seneyi unutacaksın,ondan önceki seneyi de.Bu yaşlarda böyle olur; ufak hatalar,saçma gözyaşları,küçük kalp kırıklıkları.Ve bir gün gerçekten de çok şanssız olduğunu düşüneceksin. Canım,her şey bu kadar basit mi?
Aynı hataya bir kez daha düşmek istediğinde sonuç olumsuzsa fazla uğraşmana gerek yok.Bu mutlu olman gerektiğinin bir işareti. Her şey filmlerdeki gibi basit değil.Yada çok büyük gördüğün şey sandığın kadar büyük değil.En önemlisi dünya uçsuz bucaksız değil.

1 Mart 2013 Cuma

Acınasıcalar *

 Hayatımın büyük bir kısmını kaplayan dostlarım var,onlarla gülebileceğim,eğlenebileceğim,tüm sırlarımı paylaşabileceğim. Ah sırlaar... Sırlar bizi bir arada tutar canlarım.Ama öyle anlar var ki bazı sırlarımızı en yakın arkadaşlarımıza dahi anlatamıyoruz.Ya yanlış anlaşılırsam,ya kötü düşünürseler düşüncesi falan filan işte.
  Ve herkes bilir ki sırlar saklanır,başkalarına gammazlanmaz,hımmm,ihanet bu.İyi sandığımız birinin böyle çıkması ne acı ama.Onları ne yapmalı? Kısasa kısas en iyi yöntem sanırsam.
  Bazı dostlar doğru gibi görünmesede her zaman doğru hissettirir.Ve bizleride tuzağa düşüren budur.Sonuç olarak doğru hissettirmeyen şeylerin peşinden gitmemeliyiz. Biliyorum gerçekler çirkindir ve daima acıtır. Ama bu,gerçekleri hiç bir zaman görmememiz gerektiği anlamına gelmiyor.
Sizleri seviyoruumm.
-Mucuk 

28 Ocak 2013 Pazartesi

Evvel Zaman İçinde Birkaç Hata Öncesinde...

 Sana uzun zamandır çok ihtiyaç duyuyorum.
Beni ne kadar incittiğinin farkında mısın? O katılaşmış kalbin bunu göremiyor mu sahii?
Bu sıralar kalbimin tüm parçaları seni çok özlüyor.Kalbimin kırılan tüm parçaları...
Her şey biranda oldu,sanırım pek umursamamıştım,sana bu kadar tutulacağımdan haberim yoktu.Çok özür dilerim, bu kadar sevginin sana ağır geleceğini düşünemedim.

Sen bildiğimi sandığım her şeydin,olmamız gereken her şeydin.
*Biz gerekliydik,olmalıydık ama kaybettik...
Duymam gereken sözcükler sende kaldı,ve o kelimeleri duymadığım her gün kötü geçmek zorundaydı.
Beni mutlu eden şeyler gittikçe tükendi,ortalıkta mutsuz bir ben dolanıyor.
Belki de bazen sadece arkadaşlığına ihtiyaç duydum,çünkü ikimizde biliyoruz ki beni anlardın sen.
Tek sen anlardın,belki de ben öyle sanırdım.Çünkü sen bazen gerçekten çok güzel rol yapıyordun.İnanmamak elde değildi.Şu anda da kalpsiz rolü yaptığını düşünüyorum.Lütfen evet de çünkü ben senin bu haline dayanamıyorum...
Ve ben sana yaklaştıkça,sen geriye doğru gittin.Sonra farkettim ki suç bendeydi.
Her şey için teşekkür ederim,
bunca zamandır çok güzel rol yaptığın için,beni bitanenmiş gibi hissettirdiğin için,beni umursuyormuş gibi yaptığın için.Düşmemi izlediğin için...
Gururumun üzerinde tepindiğim için utanmalıyım kendimden.
Gerçekten,sana şu an ne kadar ihtiyacım olduğunu göremiyor musun?*
Yaşadığımız masumiyet muhteşemdi...
Merak etme ben buna çocukluk diyorum.Geçecek ve gidecek...






9 Ocak 2013 Çarşamba

  Bu sıralar kendimi çok yalnız hissediyorum her şeyden bıkmış durumdayım. Bulunduğum yerden,hayatımdaki herkesten bir süreliğine uzaklaşmak istiyorum.Sorumluluklarımdan bir süreliğine kurtulmak istiyorum okula gitmek,sınava çalışmak vs. vs.. -,- Belki de daha fazla yalnızlaşmak istiyorum.İnsan bazen buna gerçekten ihtiyaç duyuyor. Hiç kimse bana karışmasın,kimse beni yargılamasın,hayatıma müdahale etmesin,ne yapıp yapmayacağımı söylemesin falan filann...   Belki de ihtiyacım olan tek şey çenesini kapayıp beni tüm gün boyunca tek kelime etmeden dinleyecek olan bir insan.Çünkü insanlar başkaları hakkında konuşmaya başlayınca aşırı derecede saçmalayabiliyorlar,sınırsızca uydurabiliyorlar,çok iyi suçlayabiliyorlar.   Dediğim gibi daha fazla yalnızlığa ihtiyacım var çünkü bu sıralar insanlardan fazlasıyla sıkıldım ve soğudum. Bazen kendimi kötü hissetmeme,mutsuz hissetmeme neden oluyorlar ve ben bu durumdan hiçte memnun değilim. Tutunmaya çalıştığım şeyler yokolmaya başladı.Artık hiç bir şey yapmak istemiyorum. Tüm gün boyunca uyumak ve müzik dinlemek...Yapmak istediğim tek şey bunlar. Yalnız bu şekilde hiç kimseyi duymam ve görmem.Beni anlayacak birine ihtiyacım var ve o biri gerçekten yok...